Mert Ali Çetin<br>Sihirli Topraklar


Çiftçilikte Matematik!

Buğday zamanı da geliyor biçelim mi yaş mı kuru mu derken geldi ve geçti.


Şimdi işin matematiğine sıra geldi. Buğday üretici kardeşlerimin mutlaka ama mutlaka buğdayın bir kısmını bir kenara ayırıp hatta esnafa döktüyse tamamını bozdurmadan birazını bekletip fiyatın artması dolayısıyla çiftçinin tasarruf yapması gerekmektedir. Geçmişte de çokça yazdım; tasarruf yapmadan bu iş olmaz! Tasarruf yapmazsanız bakın neler olur; öncelikle istediğiniz traktörü, aracı, alet ve ekipmanları alamazsanız. Tarıma daha doğrusu tarla ve bahçelerinize yatırım yapamazsınız. İtibarınız kalmaz. Rezil olursunuz. Kimseden para vermeden bir kilogram ürün alamazsınız. Yaptığınız işleri aletleriniz eski olduğu için daha geç zamanda yapmakta olup vakitten kaybedersiniz. Ürünlerinizin bakımı yapamazsınız. Daha bu liste o kadar uzar ki tahmin edemezsiniz. Ama ya tasarrufunuz olursa;

Siz işin başında yokken bile bir telefonda istediğiniz ürünler kapınıza kadar gelir, piyasada itibarınız olur. Ürünlerinize zamanında müdahale ettiğiniz için birinci sınıf fiyatından ürünleriniz değerlendirilir. Bolca başka iş yapmak için vaktiniz kalır. Son teknolojik ürünleri gidip görme ve satın alma seçenekleriniz olur. Bu listede alıp başını gider.

Önemli olan burada matematik nasıl ki esnafa döktüğünüz ürünün kilogramını hesaplıyorsanız bir ürünü ekerken de biçerken de hesap yaparak yapılmalıdır. Aynı zamanda çıkan her üründen bir miktar (artık bu durumu sizin bileceğiniz kadar) ayırmalı ve tasarrufa yön vermelisiniz. Çevremize yeni gelen Suriyelilere bir bakın nasıl bu duruma geldi? Esnaf arkadaşlar var yanlarında çalıştıranlar onlara bir sorun bakalım ne anlatacaklar. Ben sordum gezdim yerinde gördüm ve içler acısı. Çoğu zaten adam olmadığından çalıştırdığı için dert hepsinde aynıdır. Adamlar bazen 10 da bazen 11 de bazen de iş yerlerine hiç gelmiyorlar. Bu işte huy bu huyu değiştiremezsin. Geldikleri yerde de böyle çalıştıkları için şimdi ülkelerini terk edip buralara kadar geldiler. Bizde böyle olursak belki şimdi değil ama 50 ? 100 sene sonra böyle olacağız. Gazi Mustafa Kemal Atatürk 100 yıl önce söylediği sözü: ?Çalışmadan, yorulmadan, üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar, önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini ve daha sonrada istiklal ve istikballerini kaybederler?. Şimdi aynısı olmadı mı Suriyeliler için? Haysiyet namına ne kaldı adamlara değer veren kim var? Tüm dünyaya rezil oldular. Yorulmadılar, Üretmediler akşama kadar yattılar, işe gitmediler ya da iş kurmadılar devlet baksın bize dediler, Müslümanız Allah yardımcı olur dediler. Bunlar Müslüman bile değil ki! Müslüman adam Allah´ın dediğinden çıkar mı soruyorum size? Müslüman adam hürriyetini kaybeder mi Allah için bir cevap verin. Senin, benim atam bu memleketi kurtarmak için canını vermedi mi ellerinde hiçbir şey olmamasına rağmen ya bu memleket kurtulur ya da bende yaşamam demedi mi? Hatırlayın Çanakkale savaşının filmlerini, kitaplarını, dizilerini. Dünya´da metrekareye 6000 mermi düşen her askerimize ortalama 95 tane mermi değen ve son olarak havada mermiler çarpışan başka bir savaş var mı? Şimdi tekrar aynı soruya dönelim onlar mı Müslüman biz mi?

Konuyu bayağı bir saptırmamıza rağmen uzun lafın kısası bu çiftçilikte matematik birdir. Kitap okuyarak, matematik yaparak bu çiftçiliği daha ileriye taşıyabiliriz. Aksi halde borç gırtlağımıza yapışır Suriyelilerden beter oluruz. Şu an tüm dünya borç batağında da olsa sen güçlü olacaksın ki kimse senin aleyhinde bir harekette bulunamayacak. Bunun için önce sen güçlü olacaksın sonra devletin idaresi güçlü olacak. En son olarak yaptığınız çiftçilikte ürettiğiniz ürün hakkında mutlaka kitap okuyarak yapmanızı öneririm. Akıttığınız her terin hakkını almanız dileğimle!