Mehmet EROĞLU<br>Seyr-ü Sefa


Kültürümüze Sahip Çıkalım

Kültürümüze Sahip Çıkalım


Milletleri ayakta tutan, onlara yaşama gücü veren sahip oldukları millî ve manevî değerleridir. Bu değerler, milletlerin birlik beraberlik ve toplumsal dayanışma içerisinde yaşamasını ve milli kimliğiyle tarih sahnesinde yer almasını sağlamaktadır. Milletler, söz konusu değerleri gelecek kuşaklara aktardığı oranda varlıklarını sürdürürler.  Geriye dönüp bir baktığımızda nice milletlerin yok olduğunu görmekteyiz.
 Tarih, bize milli ve manevi değerlerine sahip çıkmayan ve başka milletleri körü körüne taklit edip milli şahsiyetlerini kaybedenlerin dünya coğrafyasından silinip yok olduklarını göstermektedir. Bu yüzden, bir toplumu içten yıkmak isteyenler, inanç, ahlak ve milli değerleri yok etmeyi ilk hedef olarak seçmektedirler.   Müslüman Türk kimliğine sahip olan bizler aile yaşantımıza bir bakalım, nekadar dini ve milli kültürümüzle barışık bir hayat yaşıyoruz. Yüce dinimizle milli kültürümüz adeta bütünleşmiş ve dinimizin güzel prensipleriyle yoğrulmuştur. Sevgi, saygı ve fedakârlığın geliştirilmesinde, toplum hayatımızın ahenkli ve sağlam bir şekilde devam ettirilmesinde, gençlerimizin ve çocuklarımızın yetiştirilmesinde, manevi değerlerimizin ve milli kültürümüzün katkısı büyüktür.Özellikle genç kuşakları bu değerler çerçevesinde eğitmek ve yetiştirmek oldukça önemlidir. Çünkü gençlerin dini ve ahlaki değerlerden uzaklaşmaları, örf ve adetlerimize uymayan davranışları benimsemelerine, zararlı akım ve alışkanlıkların tuzağına düşmelerine yol açmaktadır. Bu itibarla geleceğimizin teminatı olan gençlerimizi, milli, manevî ve kültürel değerlere uygun yetiştirmek, anne-baba eğitimci ve toplum olarak hepimizin görevidir. Neden mi ?. Çünkü yarınlara sağlıklı ve kendine güvenen bireylere ihtiyacımız var. Kendine güven ise inanç ve değerlere bilinçli bir şekilde sahip olmayla mümkündür.                   Yüce Allah’ın bizlere tavsiyesi de işte budur; Dini ve ahlakî prensiplere sahip çıkarak kimlik ve şahsiyetimizi korumamızı emretmiş ve şöyle buyurmuştur: “İşte bu din, benim dosdoğru yolumdur. Artık ona uyun. Başka yollara uymayın. Yoksa o yollar, sizi parça parça edip, doğru yoldan ayırır. İşte bunları, sakınasınız diye Allah size emreder”(Enam suresi Ayet 153.) Sevgili Peygamberimiz (A. S.) de bizleri ahlakî çöküntüye neden olabilecek, birlik ve beraberliğimizi bozacak başka milletlerin örf ve adetlerini benimsemekten sakındırmıştır.  Bugün, toplumumuzda hemen her gün televizyon programlarından tutun giyim kuşamlarımıza, eylencelerden yemek isimlerine varıncaya kadar nice etkinlikler hep yabancı kültürlerin izlerini taşıyor.  Bu tür eğlencelerde aklı ve sağlığı tehdit eden içki içmeyi, aile bütçesini sarsan kumarı ve israf boyutundaki harcamaları milli ve dini değerlerimizle bağdaştırmak asla mümkün değildir. Ayrıca milli ve manevi değerlerimize ters bu tür eğlence ve adetler, kültürel tahribata yol açmakta, bizleri millî kimliğimizden uzaklaştırmaktadır. Bunun için kültürel mirasımızdan, dini anlayış ve heyecanımızdan kaynaklanan değerlerimizi yaşatmaya gayret edelim ve bu değerlerimizi genç kuşaklara aktarmaya çalışalım.   Öz kültürümüzle çelişen başka kültürlerin örf ve adetlerini körü körüne taklit ve özentiden kaçınalım. Yalan ve yanlış tutum ve davranışları vesile ederek Allah ve Resulünün razı olmayacağı tavırlar yerine, geçmiş senelerde yaptıklarımızı gözden geçirerek ve gelecek nice güzel ömür içinde hayatımıza daha iyi nasıl yön verebileceğimizi düşünelim. Allah hak ve hakikatten, dini ve milli değerlerimizden ayırmasın. Amin.